27 Eylül 2011 Salı

Sen Kokmak.

Yine birinin kokusu sindi üzerime. Anlamı ne biliyor musun? Ben yine aşık oldum. Koku ezberlemek zor iştir sevgili. Öyle çok koku vardır ki yeryüzünde, her insanın ayrı işte.. Parfümlerden sıyrılıp tene işlenen şeylerdir..
Ben çok koku aldım erkek! Ama biri sinmişti üzerime şimdiye dek.. Karşıma sen çıkana dek. Senden önce ben kime inanacağımı şaşırmış biriydim esasında. Bana "belki" olarak gelmedin sen. İhtimal değildin.. Çok gerçektin.. Nasıl, niye bilmiyorum. Öyleydi işte..
Aylar hatta yıllar sonra içimden gele gele, sımsıkı sarıldığım tek erkektin sen. Bugün beni götürmediğin köprüyü hatırlıyor musun? Orda ilk.. Çok yazık..
Söz vermiştim kendime. "Bir daha asla! Kimseye üzdürmicem kendimi!" demiştim. Sen de öyle geldin sanmıştım bana. Yanılmışım.. Sen hep böylesin zaten değil mi? Ben de herkes gibi biriydim sence.. Keşke biraz konuşsaydık, dinleseydin beni.. Üzgünüm..
Ne içmiştik ama.. Sabaha kadar yanımdaydın.. Sonra sen evinde uyurken ben sızana kadar Filiz'e seni ne çok sevdiğimi anlatmıştım. Şarap istiyor canım demiştim ya, öyle işte..
İyi uyu yarın bensiz bir sabaha uyanacaksın. Kolay olacak senin adına şüphem yok. İşlerin güzel gitsin, öle saçma salak saatlerde arayıp "Gel, yap." demesin müşterilerin. Telefonuna sahip çık. Bensiz bir sabaha açtığın gözlerin bir süre bakamasın kimselere. Çok yorma kendini..
Bu sefer vedam sevmediğin tarzda olmicak erkek.. "By." değil, hoşçakal.. Bu kez hoşçakal..