13 Eylül 2010 Pazartesi

Bir Hayale Aşık Olmak...

Dünden bugüne en fazla kaç duygu bir arada yaşanabilirse yaşadım. En baskını can sıkıntısı. Tadım kaçık. Ama herşeye rağmen aşk yine de ayrı bir tad...



Referandum "zıkkımına" oldukça taktım kafamı. Çok yoğun beynim bununla. Tabi buruk bir sevincim de var bunun yanında. Ülkem gümüş madalyayı hakkıyla kazandı. Aşk dediğim şeyse... Tam bir boşluktan ibaret. Yine de sığmıyor...


Gözlerim heryerde onu arıyor. Koşarken, kahve içerken, oturduğu binanın civarından geçerken... Hatta tuhaftır ki; annemin yıllarca yalvarması üzerine yine de yapmadığım çamaşır serme ritüelini sırf belki görürüm diye kabul ettim geçenlerde. Asıl tuhaf olan hayalimi balkona çıkıp görmeyi beklemek değil mi? Neyse. Görmemem bir yana annemin dolu dolu bakan gözleri sözcüklere dökülünce ben bile duygulandım:"Büyüyorsun..."


Fallar bana reel gelmese de taktım bu aralar.

-Boş vakitlerinde neler yaparsın?

+Fal baktırırım, fal baktırırım, fal baktırırım...

Hemen her çeşidini öğrendim bu sayede. Bir hayale aşık olunca insan, demek faldan "bile" medet umabiliyormuş. Öğrendim.


Herşeyi bir kenara bırakıp huzurluca uyumak güzel olurdu. Aklımda hayalim, yanımda huzur...

Hayalime sarılıp, güven ve sonsuz sevgi duygusunu yaşamak dileğiyle...

Tatlı rüyalar bay ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder