Sarıpılıp kokumu burnuna çekişi hala hatırımda. Sanki yıllardır sevilememişliğin özlemi gibi tekrar takrar hafızamdan geçiriyorum. Adeta unutmamaya çalışılan sözleri tekrarlamak gibi. Bilmesini istemem, adeta şiir gibiydi. Hele de o replik...
-Hiç özlememişsin beni.
+...
-Aslına bakarsan hiç sevmedin de değil mi?
+...
-Neden sarılıp öpmüyorsun? Neden gözlerime bakmıyorsun?
+...
-Zaten benim için de gelmedin değil mi?
+...
-Sağlık olsun...
"Yine sessizliğin sesini duydum. Ben gözlerine bakarken kafasıyla onayladı."
Kimbilir neler geçiyordu aklından. Neden gözlerini kaçırdı hep? Yoksa duymadıklarım gerçekmiydi. Bunu ondan ve "S.A."dan başkası bilemezdi.
Sonra bana sarılınca sanki sorularımı cevaplar gibi, kendimi yine, yeniden onun gibi hissettim. Boyuna yetişmeyen boynuna parmak uçlarımla yetiştim. Kocaman sardı beni kollarıyla. Onunmuş gibiydim.
Yine sonra ılık bir sevinç indi kelebekler uçuşan mideme. Kendimi tenkit ettim "Aşk yok!" diye.
Kendimi tutamadım. Deli bi çağlayan gibi, taşan duygularımı yutamadım.
Seni çok özlemişim "E.A.". İyiki geldin. Vee...
"O zaman iyi geceler..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder